çok tartışmalı..aile üyelerini felsefi bir tartışmanın içinde boğdum sayenizde! yarama tuz bastınız sayın bunalıma sokan derin :)..ikisi de çok ağır bana..ama genel sonuç, hissettiğini yaşayamamak..mış...
tuğçe, çok ağır hasarlı geçmemiştir inşaallah tartışma:) başkalarının felsefe dediği, benim saçmalamalarım...s/ayıklamalarım...uçmalarım..göçmelerim....düşmelerim..v.s..v.s..:) aynı sonuca ulaşmışız demek ki, güzel:)
kazasız belasız atlattık tartışmayı, düşünmeyi, sancıları..ben biraz ağır yaralı çıktım denilebilir :) beni de yoruyor bu sallantılar , Allah sonunu hayır eylesn inşallah :)
deep, ya değişmek istemiyorsak? hissetiklerimiz yanıltıcı olabilir ama akıl sadece düşünür, ama düşündüren kalptir ve hissettirir kalp...bence kalbini duyanlar rabbini duyanlardır...doğruyu yaşamak ve hissetmek için kalbin gösterdiği istikamete b/akmalıyız diye düşünüyorum....
tuğçe, sallantıda olmayan var mı:) hayra çıksın tüm yollar:)
modafobik, biri olmadan diğeri olmuyor..acı da olsa..
herkesin bu soruya vereceği bir cevabı vardır illaki... sizin için birinci şık doğru, benim için ikinci şık doğru,veya bir başkası için ikisi de doğru olabilir...ya da doğru çok başka bir şeydir de biz bilmiyoruzdur... o da olabilir,her ihtimal olabilir..soru biraz içsel yolculuk gerektiriyor galiba... sanırım biraz politik oldu yorumum:)
yaşadıklarını hissedememek için yaşadıklarını algılayabilmeni engelleyen ve algının önünde duran kocaman bir acı, kocaman bir boşluk, kocaman bir yitirmişlik, kocaman bir yitirilmişlik, kaybetmişlik ya da kaybedilmişlik olmalı. yaşadıklarını hissedememen için yaşadıklarınla algılama kabiliyetin arasında kocaman bir kara delik her şeyi yutuyor olmalı ki, yaşadıklarını hissedemiyor olasın. buna tıp ilminde beyin ölümü gerçekleşmek deniyor. bir nevi bitkisel hayata eş bir hayat sürüyorsun demektir, eğer yaşadıklarını hissedemiyorsan. bu yüzden yaşadıklarını hissedememek seni bir ölü yapabilir. bu da sorunun zoruna verilebilecek bir cevaptır.
öte yandan,
hissettiklerini yaşayamamak ise hem teorik olarak hem de pratik olarak mümkün değil. zira hissetmek de bir nevi yaşamaktır. acıyı hissettiğini söyleyen birisi, acıyı yaşamadığını iddia edemez. zira yaşamıyor olsa o hissetiği şeyi tanımlayamaz. hisler dünyası, içinde ruhlarımızın cirit attığı ve bazılarımızın da ruhlarının hislere kendini kaptırdığı ve böylece mutlu olduğunu sandığı bir dünya. ya da tam tersi mutsuz olduğunu sandığı bir dünya. oysa hisler yalandır, gerçek olan tek şey ruhtur. ruhta yaşam demektir. bu bakımdan, hissettiklerini yaşayamamak diye bir durum zaten olamaz. e olamayan bir şeyi de zor ya da kolay diye tanımlayamayız.
15 yorum:
İkisi de ve hatta kimi zaman yaşadıklarını hissetmek bile zor.
Hayat işte iki keskin kenarlı bıçak.
hissettiklerini yaşayamamak ..
çok tartışmalı..aile üyelerini felsefi bir tartışmanın içinde boğdum sayenizde! yarama tuz bastınız sayın bunalıma sokan derin :)..ikisi de çok ağır bana..ama genel sonuç, hissettiğini yaşayamamak..mış...
@snrlr,
hissetiğini yaşayamamak en zor olanı galiba.
yaş tahta,
yaşadığını hissedememek derken...
bir; yaşarken ölmek.
iki;yaşadığın şeyleri ruhun süzgecinden geçirememek, içine sindirememek manasında da söylenebilir...ikisi aynı kapıya çıkıyor..
gibi...
eylül,
bir-sıfır yenik başlamak hayata...
tuğçe,
çok ağır hasarlı geçmemiştir inşaallah tartışma:)
başkalarının felsefe dediği, benim saçmalamalarım...s/ayıklamalarım...uçmalarım..göçmelerim....düşmelerim..v.s..v.s..:)
aynı sonuca ulaşmışız demek ki, güzel:)
bence işin doğrusu yaşadıklarını hissedememektir. aslında bir yaşam vardır. ve yaşarız. ama o anı hissederek yaşamalıyız.
hissettiklerimiz ise geçicidir, yanıltıcıdır.
ve duygular da düşünceler de kaypaktır.
ve yaşamak için de ve hatta değişmek için de hislerden düşüncelerden başlanmaz. kararklar da verilmez. sadece yapılır. ve hemen.
düşünce duygu arkadan gelir.
önce hissedip yaşamak insanı atalete iter.
kazasız belasız atlattık tartışmayı, düşünmeyi, sancıları..ben biraz ağır yaralı çıktım denilebilir :) beni de yoruyor bu sallantılar , Allah sonunu hayır eylesn inşallah :)
ikisinin de acısı bir başkadır yahu :/
deep,
ya değişmek istemiyorsak?
hissetiklerimiz yanıltıcı olabilir ama akıl sadece düşünür, ama düşündüren kalptir ve hissettirir kalp...bence kalbini duyanlar rabbini duyanlardır...doğruyu yaşamak ve hissetmek için kalbin gösterdiği istikamete b/akmalıyız diye düşünüyorum....
tuğçe,
sallantıda olmayan var mı:)
hayra çıksın tüm yollar:)
modafobik,
biri olmadan diğeri olmuyor..acı da olsa..
elbette yürek. ben de yürek ve sezgiden yanayım. düşünce ve akıldan yana değil.
ama yazdığın konunun kapsamı bu değildi.
sorduğun soru bağlamındaydı o.
birinci doğru.
ikinci yanlıştır.
herkesin bu soruya vereceği bir cevabı vardır illaki...
sizin için birinci şık doğru, benim için ikinci şık doğru,veya bir başkası için ikisi de doğru olabilir...ya da doğru çok başka bir şeydir de biz bilmiyoruzdur... o da olabilir,her ihtimal olabilir..soru biraz içsel yolculuk gerektiriyor galiba...
sanırım biraz politik oldu yorumum:)
"hissedememek, bu yüzden de artık yaşamamak"
bence en kötüsü bu.
umut...
en güzel ağrı kesici...
yaşadıklarını hissedememek için yaşadıklarını algılayabilmeni engelleyen ve algının önünde duran kocaman bir acı, kocaman bir boşluk, kocaman bir yitirmişlik, kocaman bir yitirilmişlik, kaybetmişlik ya da kaybedilmişlik olmalı. yaşadıklarını hissedememen için yaşadıklarınla algılama kabiliyetin arasında kocaman bir kara delik her şeyi yutuyor olmalı ki, yaşadıklarını hissedemiyor olasın. buna tıp ilminde beyin ölümü gerçekleşmek deniyor. bir nevi bitkisel hayata eş bir hayat sürüyorsun demektir, eğer yaşadıklarını hissedemiyorsan.
bu yüzden yaşadıklarını hissedememek seni bir ölü yapabilir. bu da sorunun zoruna verilebilecek bir cevaptır.
öte yandan,
hissettiklerini yaşayamamak ise hem teorik olarak hem de pratik olarak mümkün değil. zira hissetmek de bir nevi yaşamaktır. acıyı hissettiğini söyleyen birisi, acıyı yaşamadığını iddia edemez. zira yaşamıyor olsa o hissetiği şeyi tanımlayamaz. hisler dünyası, içinde ruhlarımızın cirit attığı ve bazılarımızın da ruhlarının hislere kendini kaptırdığı ve böylece mutlu olduğunu sandığı bir dünya. ya da tam tersi mutsuz olduğunu sandığı bir dünya. oysa hisler yalandır, gerçek olan tek şey ruhtur. ruhta yaşam demektir. bu bakımdan, hissettiklerini yaşayamamak diye bir durum zaten olamaz. e olamayan bir şeyi de zor ya da kolay diye tanımlayamayız.
hayat galiba; bazen de susmak...
Yorum Gönder