12 Ocak 2012

z/amansız ve ıssız..

bazen herşeyi bildiğinizi sanırsınız. bu öyle bir yanılgıdır ki aslında hiçbir şey bilmediğinizi anladığınızda her şey çok geç olabilir..çok bilmek, ya da çok okumak öğrenmek, bazen insanın mutsuzluğunu artırmaya yetiyor da artıyor bile.  bugünlerde çok yazmıyorum evet.  insan mutlu olduğunda daha az yazmaya meyillidir derler. kimi zaman ise yazamamanın nedeni, aslında yazabilecekklerinin hiç birini yazamadığını görüp ümitsizliğe kapılmaktır. belki bu da yazamamanın haklı bir sebebi olabilir.. insan ne yazacağını bilemeyince, ya da kelimeler sana yabancılaştıkça, kurduğun cümlelerin sayısı  da  o derece azalıyor haliyle..


yazmak mı zor, okumak mı?...bu da farklı bir soru...


zaman durdurulamayacak kadar kendinden emin adımlarla ilerliyor.."dur bi dakika, bekle!" demeye gelmiyor..hayat saatini kuruyor ve çalıştırmaya başlıyor.. eksiksiz yerine getiriyor planladıklarını...ama sizin planladıklarınız hep havada kalıyor nedense...hayatın asık suratlı penceresinden hayata umutlu gözlerle bakmaya çalıştıkça; hayat en olmazından  planlarını kuruyor sizin için ve siz görmeden pusuya yatmış oluyor bile çoktan...planlarını tıkır tıkır işletiyor bir şekilde, bunu engelleyemiyorsunuz..aslında hayatta hiç bir şeyi planlamayacaksın; bunu yaşadım, bunu bildim hep...çünkü planladıklarının ancak kaderine düşen payı kadarını yaşayabilir ve  hayata geçirebilirsin..


ve "zaman yıllarla tartanlar yanılırlar" diye bir söz vardır..zamanı yıllar değil de yürüdüğün yollardaki izler belirler..


izleri kaybolanın hisleri de kaybolur..


ben bu kaybolmak kelimesini ne çok özümsemişim ki yazdığım her yazı da bu konuya değiniyorum..aslında kaybedenlerin "kaybolmak" kelimesini  kulllanmaları çok da şaşırtıcı olmasa gerek..böyle olması gerekiyor..zamansız ve ıssız yaşamak kaybolmanın diğer bir adıdır belki de..söylenmiyor herşey; sadece yaşanıyor..


ne ilginçtir ki, z/amansızım... ıssızım...ve hala yaşıyorum..
umut işte..