28 Kasım 2013

kendine iyi bak..

'kendine  iyi bak' demişlerdi oysa..

kendini bulamayan, kendine gelmesine izin verilmeyen, kendine nasıl iyi bakabilirdi ki?...kaybettiklerimiz arasında yeri doldurulamayan, var oluşun göstergesi olan 'kendimiz', hayatımızın en büyük tanığı değil miydi oysa....hayatın akışında yerini bulamayan duygularımız,kendimiz olma potansiyelini de  adım adım sürüklemiyor muydu geriye, kaybettirmiyor muydu izimizi? kaybolduğumuzda ise her şey çok geç olmuyor muydu sence? 

ve geriye baktığımızda bir daha bıraktıklarımızı aynı yerde bulabiliyor muyduk ki?
tekrar sil baştan başlayabiliyor muyduk hayata!?
....
kendine iyi bak..
...
bi' kez başını kaçırdık hayatın..
bu yüzden işte artık sonunu belki de hiç bir zaman anlayamayacağız..kendimize bakamayacağız eskisi gibi..
baktığımız...ve baktığımızda gördüğümüz tek şey, ömür çetelesine attığımız çizikler olacak belki de..

kendine iyi bak...


sonbahar diyorum albayım;

çetelesini tutmuyor dökülen yaprakların..
sadece seyrediyor..
seyrediyor sadece...


04 Kasım 2013

ellerimiz yanl(m)ış..

çarpık olan yollar mı, çarpa çarpa giden kalbin mi?

ne çok cevabı olmayan soru var şu hayatta..

ve insanlar..ve tanıdığını zannettiklerin...dost zannettiklerin...sevdiğini zannettiklerin...hepsi yalan..
insanları tanıdıkça daha çok gömülüyorsun içine..
sonbaharlaşıyorsun..bunu an be an yaşıyor insan bazen...

ve şair seyyidhan kömürcü'nün dizeleriyle;

içimden 'dedim belki de bir yutkunma yeriydi dünya...'

'...
merak kuşku ve bekleme yerlerini
hayatın beni tahtaya çıkardığı bir sabah
kırıldı, dünya soğuktur diye yazdığım o kalem
o ayna

gördüm
nereye gitsem ben dik, gölgem kamburdu bu dünyada..'