11 Kasım 2010

yaşamın kıyısına vuran düşler...

...bazen "yaşamak"  bir deniz kıyısında oturup gelip geçen gemileri seyretmek kadar  mutluluk verse de insana, mutluluk denen şey dilimizdeki o kremalı nakaratlardan başka nedir?...

dinlemek seyretmek güzel olsa da ufukta kaybolan gemileri; avucumda kalan yalnızlığın o son hırçın bakışlarını,  fırlatıp içimdeki  denizlere, bir martı olup seyretmek varken uzaktan; şimdi ne desem boş bir bakış kadar anlamsız gelecek...

dalgalı denizler kadar hırçındır yalnızlığın sözleri...ağır...ve asi...
denizler dalgalanmadan durulmaz...
ya içimdeki gel-geç sevdalar?

Hiç yorum yok: