06 Ocak 2011

soba...

"...yaklaştıkça yakan, uzaklaştıkça soğuyan dostluklar gibi. İç'iniz bittiğinde etrafınızda dostlarınız da bitecek demektir bu....Öyle ya," iç başka, dostluk başka!" Demek ki içinizi, işinizi, sıcaklığınızı, tebessümünüzü esirgemeyecektiniz gelenden gidenden.
Görüntü kurtarmıyordu. Adamın içi geçmiş derler ya, geçmiş bir sobanın etrafında kimler olaydı?  Faruk Nafiz’in Han Duvarları’ndaki ateşin etrafında garipler niye toplansındı yoksa?
Bir sıcaklıktı, bir dost sıcaklığı idi herkesin aradığı.. "Bir adım sıcaklığa on adım gel!" diyor mu bütün adımların sahibi..
İçini doldurmalı insan,sonra yan yakın, kimsecikler etrafımda yok diye yakınmazsın. Bundan emin olmanı istiyorum. "öff be!" bir soba sıcaklığı(n) bile yoksa, yalnızlıktan şikayete hakkın olabilir mi..."
(muhabbetfedaisi)

2 yorum:

Mjora dedi ki...

güzel benzetme , fakat sobalı evler ve toplumlar azaldı...üstünde kestane pişen yerler de bayağı(ayak üstü geyik bu olsa gerek)...belki insanlığın geldiği nokta budur...geriye dönmeksizin...belki ilerde çok daha güzel birşey çıkar kim bilir , ümitle bekleyebiliriz...

nadarû dedi ki...

ve o eski sıcak duygular da azaldı..herşey değişti iklimler bile..kar yağmıyor artık mesela eskisi gibi...sobalar gitti kar bitti..ve geçmişe dair güzel ne varsa hepsi yavaş yavaş kayboluyor...ama yine de ümitliyiz tabi...:)